Philodendron – Bir Bitki hikayesi
Biz ona Boncuklu diyoruz. Çünkü zaman zaman yapraklarından boncuk boncuk yaş döker. Sanırım bunda bakım şartları da rol oynuyor ama yapraklardaki damlacıkların bir zararı olduğunu sanmıyorum. Ya da bir sağlık sorununun filan habercisi değil.
Philondendron’um bana gelmeden evvel de suyun içindeydi. Ben de onu suya koydum epey bir süre de orda kaldı.
Oldukça memnun görünüyordu. Daha iyi olmasını istediğim için onu toprağa ekmeye karar verdim.
Biliyorsunuz ki Philodendron bir sarmaşık türü. Bu tip bitkileri, hele ki koca yapraklı ve kalın göveli olanları ev içinde zapt etmek oldukça zor. Photos sarmaşıkları ya da Telgraf çiçekleri her evde kendilerine uygun bir köşe bulabilirken, örneğin bir Devetabanı eve geldiği zaman ona tahsis edilecek alan mesele haline gelir.
Boncukluyu saksıya aldığım zaman da bana bir sorun yaşatmadı aslında. Onu ayakta tutmak çok zor oldu sadece. Kendisi pek şikayetçi değildi ama kararsız duruşu yüzünden düşer mi acaba diye sürekli tereddüt ediyordum. Bu yüzden de onu köşelere koymaya çalışıyordum.
Söylemem gerekir ki saksıya aldığımda gelişiminde belirgin bir değişiklik görmedim. Ancak bir süre sonra taşınmam gerekti. Boncukluyu saksısıyla nakliye aracına koydum ama yeni eve çıktığımda boncuklu artık saksıya tutunmuyordu. Sizin anlayacağınız saksı devrilmiş, boncuklu yerinden oynamış, kökleri açıkta kalmıştı. O an için yapabileceğim en iyi şeyin, boncukluyu suya koymak olduğunu düşündüm. Kendisine uygun bir cam kavanoz içine su doldurup, kökleri topraktan temizleyip philodendronumu suya koydum. Bu süre içinde boyu biraz daha uzadığından su içinde ayakta durabilmesi mümkün olmadığı için onu sağda solda duvar, dolap her ne varsa oraya yaslıyordum.
Sonra bir gün eve gelirken yol kenarından bir dal parçası bulup getirdim. Bunu bir güzel yıkadım. Yıkamaktan fazlasını yapmadım, yani sabun, dezenfektan gibi bir şey kullanmadım. Boncuklunun kavanozuna yerleştirdim ve kendisini bu dal parçasıyla destekleyerek bazen onu dala sararak ayakta durmasını sağladım.
Gel gelelim philodendronum çok hızlı gelişiyordu. Toprak yok, gübre yok, sadece suyun içinde. Bu arada o dal parçasını kökleriyle öyle güzel sardı ki. İnanın bunu izlemesi çok zevkli. Her gün kökün birazcık daha ağaç kabuğunu sarıp sarmalayarak, ona sıkı sıkı tutunduğunu kendi gözlerinizle görebilirsiniz. Belki bu tahta parçası onu beslemiş olabilir mi? Bilmiyorum. Belki olmuştur böyle bir şey. Ama sonuçta büyüyordu. İşte yukarıdaki fotoğrafta görünüyor.
Boncukluya uygun evi bulduğuma karar verdim böylece. 1 buçuk yıldan fazladır aynı kavanozun içinde yaşıyor. Çıkarmayı düşünmüyorum. Kendisi bu süre zarfında yavrulamaya da karar verdi ve dibinden bir sürgün büyütüyor. Dal parçasını da kendisinden ayırmadım. Mecbur kalmadıkça da ayırmayı düşünmüyorum.
Philodendron, ki ona sanırım “Kalp Yapraklı Sarmaşık” da diyorlar, neredeyse hiçbir şekilde yer seçmiyor. Biraz güneş, az güneş, yarı gölge… Dediğim gibi çok sefer yerini değiştirmem gerekti ama bu Boncuklu’yu yolundan döndürmedi. Yine de denebilir ki aydınlık alanları daha çok seviyor. Çünkü yaprakları biraz daha küçük artık, ki bu hiç sorun değil bence. Çünkü gerçekten sağlıklılar. Direk Yakıcı güneşte hiç durmadı. Bu yüzden de faydası ya da zararı üzerine konuşamam. Ancak fırsatım olursa onu biraz Güneşe koymak isteyebilirim. Şimdilik evimizin şartlarında az olan güneşli bölgeleri başkaları kullanıyor.
Boncuklu öyle albenili oldu ki onu Instagram’da gören kuzenim ona talip oldu. En yakın arkadaşım evimizi her ziyaret ettiğinde ona vereceğimi vaadettiğim yavrusunu seviyordu.
Bu yıl (2022) Eylül’de Philodendron’umun tepesinden kuzenim için bir çelik almaya karar verdim. Elim değmişken en yakın arkadaşım için de bir parça kestim. Bu sırada Boncuklu’nun boyu tavana yaklaştığından, kendim için de iyi bir şey yaptığımı söyleyebiliriz.
Gel gelelim kaçınılmaz son yaklaşıyor. Maşallah, boncuklu kestiğim yerden yeni bir yaprak büyütmeye karar verdi bile.
Yaklaşık olarak sadece 1 ay sonra üstelik. Öyle ya, seyir zevkine doyum olmayan Boncuklu benimle olduğu ilk günden beri çizgisini hiç bozmadı. Umarım uzun yıllar daha birlikte oluruz.
Demem odur ki eğer bir Philodendron’a sahipseniz ona suda da bakabilirsiniz. Bitkilerin heybetli olmalarını, harika çiçekler açmalarını hayranlıkla izliyorum. Ancak kendi şartlarımız içinde onlar için en iyiyi sağlayabilmek ve hayatını sürdürmesine katkıda bulunmak çok önemli. Mutlu oldukları zaman onları daha fazla zorlamıyorum. Varsın yaprakları da küçük oluversin.
Şimdi akıllarda tek soru var. Boncuklu’yu nereye bağlasam?