Lanvin mavisi, Lanvin işçiliği, Lanvin süslemeleri... Lavin markasının kimliğini oluşturan noktalar. Canlı renklere en önemli tasarımcılardan biri Jeanne Lanvin'di. Bu noktaya kadar, tasarımları için istediği renkleri elde etmek amacı ile kendi boya fabrikasını bile satın aldı. Böylece işlerinde üç önemli renk doğdu: Polignac pembe, Velasquez yeşili ve Lanvin mavisi. Bu sonuncusu çok sayıda marka teklifinde ortaya çıkan ve hatta tasarımcının ev duvarları için seçilen çivi bir ton.

Alber Elbaz’la yoluna devam eden marka, her zaman ince işçiliğe ve kusursuz süslemelere değer veren kurucusu Madam Jeanne Lanvin’in vizyonuna sadık kaldı. 1885’te Paris’teki küçük dikiş atölyesiyle işe başlayan ve 1897’de doğan kızıMarguerite ile markasını büyüten Jeanne Lanvin, bugün en önemli Fransız modaevlerinden biri olarak anılmaya devam ediyor.

Markayı diğer moda devlerinden ayıran en önemli özelliği, aile işletmesi olması. Kurucusu Madam Jeanne Lanvin’in ailesine bağlılığını,markanın logosunda kullanılan “el ele tutuşan anne ve çocuk” simgesi de vurguluyor. Jeanne Lanvin, 1867’de gösterişsiz bir ailenin 11 çocuğundan biri olarak dünyaya gelmiş. Sektöre 13 yaşındayken, Suzanne Talbot için şapkalar üreterek adım atmış. Bundan 10 yıl sonra 1889’da, Paris’te kendisine ait ilk şapka atölyesini açmış. Küçük kızı Marie-Blanche için tasarladığı kıyafetlerle giysi tasarımı alanında da faaliyet göstermeye başlamış.Marie- Blanche’nin kıyafetlerine hayran kalan yetişkin kadınlar, kendileri için de bu tasarımları sipariş etmişler.

Modaevi, 1920-1930 arasında ipek tafta, kadife, şifon, dantel ve diğer zengin kumaşlardan yapılan ve pilili etekle geniş yaka oyuntuları bulunan “robes de style” tarzı, süslemeli elbiseler üretmiş. Oyuncular Marlene Dietrich veMary Pickford, yazar Louise de Vilmorin ile Romanya ve İtalya kraliçeleri moda atölyesini ziyaret eden önemli isimler arasında yer almış. Yeğeni Yves Lanvin, Madam Lanvin hakkında “O şanslı bir kadındı. Kariyer sürecinde hiçbir engele takılmadan başarıdan başarıya koştu” diyor..

GENİŞ ÜRÜN YELPAZESİ 

Marka yıllar içinde mükemmel dekorasyon ürünleriyle de ün kazandı ve ürün yelpazesine koku, iç çamaşırı, spor giyim, aksesuarlar, kürk ve erkek giyim eşyalarını ekledi. Jeanne Lanvin 1946’da dünyaya gözlerini yumduğunda, kızı Marie- Blanche şirketin hem yaratıcı hem de ticari faaliyetlerinin idaresini eline aldı ve 1950’ye kadar markayı yönetti. Madam Lanvin, kadın giyimine genç bir estetik anlayışı katan modacı olarak kabul edildi. Öncü tasarımcı, kabul gören kıyafetleri tercih etmek yerine hep sahip olabileceği, kendine özgü bir tarz yaratabileceği fikrini savundu. Her ne kadar kalıpları sade olsa da aplikler ve kurdelelerle ince bir biçimde işlenerek zenginleştirilen tasarımlar her kadının rüyası olmaya devam ediyor.

Lanvin koleksiyonlarının estetiğinde görsel sanatların etkisi de son derece belirgin. Jeanne Lanvin, 16 rue Barbetde- Jouy’daki dairesinde oldukça kapsamlı bir tablo koleksiyonuna sahipti ve özellikle Edgar Degas, Auguste Renoir, Eugene Boudin ve Edouard Vuillard’a ait eserleri tercih etmekteydi. Moda endüstrisinin bir işmodeli haline gelmesinden 50 yıl önce, Lanvin her türlü ek iş alanına dahil olarak markasını daha da yaydı.

Alber Elbaz Dönemi

Modaevi pek çok tasarımcı ile çalıştı. 1980’lerin ortalarında birkaç yıl boyunca baş tasarımcılık yapan Maryll Lanvin ve 1990’ların başlarında şansını deneyen Claude Montana bu tasarımcılar arasında... Modaevi düşüşe geçmişken Çinli girişimci Shaw-Lan Wang markayı satın aldı ve yeteneklerini Yves Saint Laurent, Guy Laroche gibi önemli markalarda geliştirmiş olan becerikli ve usta tasarımcı Alber Elbaz’ı modaevinin başına getirdi. Madam Lanvin’in efsanesini kaldığı yerden ele alan Elbaz, ustalıkla tasarlanmış Yunan drapeleri, itinalı bir dikiş ve eleştirel nitelikte alkış alan zengin süslemelerle kendini gösterdi. 

Kaynak:Esra Çoruh