Kışa Girerken Hasta Olmayın!
Soğuk havalar bizlere hastalıkları anımsatıyor. Oysa hasta eden şey çoğunlukla soğuk hava değil.
Kış yaklaştıkça mevsimin değişme evresindeyken hava sıcaklıkları sık sık fark gösteriyor. Bu yüzden bedenimiz şaşırır ve hastalıklara daha açık hale gelir.
Bu dönemde vücudumuz da mevsime ayak uydurmaya başladığından, metabolizmamız yavaşlamaya başlar. Bunun kilo alımını tetiklediği de unutulmamalı.
Peki kışa girerken hasta olmamak için neler yapılabilir?
Elbette çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalıkları olan kişiler bu tip durumlar için çok daha hazırlıklı ve tedbirli olmalı. Ancak herkesin dikkat edebileceği birkaç konu olduğunu unutmamalı. Özellikle mevsim değişikliklerinde yediğimiz içtiğimize dikkat etmek kurtarıcı olabilir.
Yaz mevsimi biterken suya verilen önem azalmaya başlar. Su tüketimimizi kontrol altınada tutmakta fayda var.
Vücudumuzun günlük vitamin ve mineral ihtiyacını karşılayacak bir beslenme biçimi düşünüldüğünden daha önemlidir. Her birey çeşitli sebze, meyve tahıl grubu, kuru baklagiller, et, süt, yumurta ve tabii ki süt ürünlerini düzenli şekilde tüketmeli.
A vitaminini karaciğer, havuç, domates, brokoli, marul, kayısı, kavun ve yumurta gibi besinlerden sağlayabiliriz.
Bilinen bir şekilde C vitamini bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirir. Sadece grip ve soğuk algınlığı için etkili değildir. Tüm beden sağlığımız için C vitaminini yeteri kadar almalıyız. Bunu sağlayacak besinler arasında kuşburnu, limon, en bilinen mandalina, portakal ve greyfurt gibi narenciyeler, kivi, maydanoz, roka, biber ve ıspanak başı çekiyor.
C vitaminini bol bol almak için bu besinleri mümkün oldukça pişirmeden, eğer doğruyorsak fazla zaman kaybetmeden tüketmek önemlidir. C vitamini ısı ve ışık karşısında fazla dayanıklı değildir.
D vitamini de hepimizin en çok bildiği önemli vitaminlerden. Bağışıklı sistemimizi güçlendiren D vitamininin esas kaynağı güneştir. Ancak bazı besinlerden de almamız mümkün. Mesela Somon balığı, ton balığı, yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, dana karaciğeri, mantar ve zeytinyağı gibi besinleri bunlar arasında sayabiliriz.
E vitamini için bitkisel yağlar ve yağlı tohumlar tüketmemiz gerekir.
Çinko metabolizmamızın sağlıklı çalışması açısından gerekli bir mineral. Et, balık, süt, yumurta, karaciğer, ay çekirdeği, ceviz, badem ve tahıllardan çinko alımını sağlayabiliriz.
Probiyotikler bağışıklık sistemini güçlendirmede en büyük yardımcılarımızdandır. Kansere karşı da koruyucu etki gösterirler. Bağırsaklarımızdaki faydalı bakterilerin çoğalmasına yardımcı olurlar. Yoğurt ve kefir probiyotik alımında önemli besinlerdir. Günlük olarak tüketmekte büyük fayda var.
Her ne kadar tartışmaları beraber getirse de doktorunuza da danışarak grip ve zatürre aşılarınızı yaptırabilirsiniz. Bu aşıların Eylül- Ekim aylarında yapılması önerilmektedir.
Kronik hastalıkları bulunanlar mevsim geçişlerinde doktorlarına danışarak gereken önlemleri almakta geç kalmamalıdır.
Yemek ve içmek dışında hastalıkları tetikleyen önemli bazı şeyler de var.
Bulunan ortamların kapalı kalıyor olması enfeksiyonların yaşam alanlarımızda yayılmasına ortam sağlar. Bu yüzden sık sık pencere açmak ve havalandırmak önem taşıyor. Ayrıca elleri sık sık yıkamak da alınabilecek bir başka önlem.
Klimalı ortamlarda ısı değişimleri vücut direncimizi olumsuz etkileyebilir. Ayrıca bu cihazlar bazı mikropların bulaşmasına sebebiyet verebilir. Klimalı alanlarda da havalandırmaya dikkat edilmeli. Kıyafetlerimiz de ortama uygun olmalıdır.
Sigara kullanımı birçok hastalığa karşı savunmamızı düşürür.özellikle akciğer enfeksiyonlarına zemin hazırlar. Sigara tüketimini sonlandırmak vücut direncini sağlamakta önemli bir adım olacaktır.
Alkol kullanımı da savunma sistemini olumsuz etkilediği için azaltılmalı hatta kullanılmamalıdır.
Açık ve yağışsız havalarda yürüyüş ve hafif egzersizler vücudumuzun direncini artırır. Uyku düzeni sağlandığında vücudumuzda bağışıklık sistemi güçlenir.
Tüm bunlarla birlikte sağlığımızda herhangi bir bozukluk gözlemlediğimizde bir uzman görüşü alarak hareket etmek son derece önemli. Özellikle gereksiz ilaç ve antibiyotik kullanımı genel sağlığımız açısından çok sakıncalıdır.
Ve sizlere bir tüyo! Kışın getirdiği içe kapanma ve depresyon hissini bir kenara bırakın ve gülümseyin. Çünkü vücudunuza mikropların yerleşmesi gergin bir zihne sahipken çok daha kolaydır!